Sayfa İçindekiler
ToggleDiz, vücudumuzdaki en büyük ve en karmaşık eklemlerden biridir. Günlük yaşamda yürürken, merdiven çıkarken, spor yaparken en çok yük binen eklemlerden biri olduğu için ağrıya da oldukça yatkındır.
Dizde ağrı oluşmasının temelinde eklemi oluşturan kemikler, kıkırdak, bağlar, menisküsler, kaslar ve sinovyal zar gibi farklı yapılar vardır. Bu yapılardan herhangi birinde gelişen hasar, iltihap ya da aşınma dizde ağrıya neden olabilir.
Diz ağrısı her zaman tek bir nedenle ortaya çıkmaz; bazen travma sonrası akut bir yaralanma, bazen de yıllar içinde gelişen kireçlenme (osteoartrit) kaynaklı olabilir. Bu nedenle ağrının süresi, eşlik eden şişlik, hareket kısıtlılığı ya da ses gelmesi gibi bulgular bize altta yatan nedeni anlamada yol gösterir.
Travmalar diz ağrısının en sık nedenlerinden biridir. Spor yaralanmaları, ani düşmeler veya kazalar sonrasında diz eklemi zarar görebilir. Travmaya bağlı ağrılar genellikle ani başlar ve hastalar “dizimden ses geldi”, “o anda üzerine basamadım” gibi ifadelerle tarif eder.
Travmaya bağlı diz ağrıları mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmelidir. Gerekirse MR ve röntgen gibi görüntüleme yöntemleriyle tanı netleştirilir. Bazı durumlarda sadece istirahat ve fizik tedavi yeterliyken, ileri yırtık ve kırıklarda cerrahi ya da girişimsel yöntemlere ihtiyaç duyulabilir.
Diz ağrısının sadece travmalarla değil, yıllar içinde gelişen kronik eklem hastalıklarıyla da ilişkisi olabilir. Bu grupta en sık karşılaştığımız nedenler:
Bu hastalıkların ortak özelliği, diz ekleminde uzun süreli enflamasyon ve yapısal bozukluklar oluşturmalarıdır. Tanı için kan tetkikleri, röntgen, MR ve gerektiğinde eklem sıvısı analizi yapılabilir. Tedavide ilaçların yanı sıra, girişimsel tedaviler (örneğin eklem içine enjeksiyonlar, radyofrekans ablasyon, genikülat arter embolizasyonu) da önemli bir yer tutar.
Diz eklemini sadece kemik ve kıkırdak yapılar oluşturmaz; çevresinde tendonlar, kaslar ve bursalar da vardır. Bu yumuşak dokularda gelişen sorunlar da diz ağrısına yol açabilir.
Bu tür yumuşak doku sorunlarında dinlenme, soğuk uygulama, fizik tedavi ve gerektiğinde lokal girişimsel tedaviler (enjeksiyonlar, PRP, mikrogreft uygulamaları) etkili olur.
Dizdeki bazı ağrılar doğrudan eklemin biyomekaniği ile ilgilidir. Yani eklem yapısındaki uyumsuzluklar veya şekil bozuklukları, zamanla aşınmaya ve ağrıya yol açar.
Bu gruptaki problemlerde tanıyı doğru koymak çok önemlidir. Çünkü sadece ağrıyı gidermek değil, temel mekanik sorunu düzeltmek gerekir. Bu nedenle hastaya özel egzersizler, fizyoterapi programları ve gerekirse girişimsel tedaviler planlanır.
Dizde ani başlayan, şiddetli ağrıya eşlik eden şişlik ve sıcaklık varsa akla enfeksiyon ihtimali mutlaka gelmelidir. Bu tür ağrılar genellikle acil değerlendirme gerektirir.
Bu tür ağrılar “geçer” diye beklenmemelidir. Çünkü enfeksiyon erken dönemde temizlenmezse kalıcı eklem hasarı bırakabilir.
Her diz ağrısının nedeni eklemin kendisi değildir. Bazen sorun, diz çevresinden geçen damarlar veya sinirlerden kaynaklanır.
Bu tür ağrılarda diz filmi veya MR normal çıkabilir. Tanı için doppler ultrason, EMG ya da MR ile bel bölgesinin de değerlendirilmesi gerekir. Tedavide ise sadece dize odaklanmak yerine altta yatan damar veya sinir problemini çözmek gerekir.
Diz ağrısının kaynağı çoğu zaman yaşa göre değişiklik gösterir.
Her yaş grubunun kendine özgü riskleri vardır. Bu nedenle tanıda hastanın yaşı da önemli bir yol göstericidir.
Diz ağrısı çoğu zaman basit önlemlerle hafifler; ancak bazı durumlar alarm işaretidir ve zaman kaybetmeden doktora başvurmak gerekir:
Bu bulgular ciddi yaralanma, enfeksiyon veya ilerleyici eklem hastalığına işaret edebilir. Erken teşhis, hem tedavi başarısını artırır hem de kalıcı eklem hasarını önler.
Diz ağrısının nedeni çok çeşitli olabileceği için doğru tanı, tedavinin en önemli adımıdır. Kliniğimizde diz ağrısı şikâyetiyle başvuran hastalar öncelikle ayrıntılı muayeneden geçirilir. Ardından gerekirse röntgen, ultrason, MR gibi görüntüleme yöntemleriyle eklem ve çevre dokular detaylı şekilde değerlendirilir.
Tedavi planı tamamen kişiye özel olarak hazırlanır.
Ancak özellikle ameliyat olmak istemeyen, fakat ağrısı nedeniyle yaşam kalitesi düşen hastalarda minimal invaziv girişimsel yöntemler öne çıkar:
Bu yöntemler sayesinde birçok hastamız, cerrahiye gerek kalmadan ağrısız yürüyebilmekte, merdiven çıkabilmekte ve günlük yaşamına dönebilmektedir.
Diz ağrısı, nedenine göre farklı tedavi yaklaşımları gerektirir. Önemli olan ağrıyı geçici olarak bastırmak değil, kaynağını doğru teşhis edip en uygun tedavi yöntemini seçmektir.
Kliniğimizde, girişimsel radyoloji imkanlarıyla hastalarımıza ameliyatsız ve güvenli çözümler sunmaktayız.
1986 yılında Elbistan’da doğmuştur. 2010 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2015 yılında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Radyoloji ihtisasını aldı. 2015-2017 yılları arasında Tatvan Devlet Hastanesinde zorunlu hizmetini yapmıştır. 2018 yılından itibaren İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Girişimsel Radyoloji alanında çalışmaktadır.
Girişimsel radyolojinin hassasiyetini kullanarak, hastalarımı ameliyatsız, etkili ve bireye özel çözümlerle sağlığına kavuşturmak için her gün daha iyisini yapmaya çalışıyorum.
Randevu Alın
Telefon: 0232 398 3700 İç Hat: 55387
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Girişimsel Radyoloji Kliniği
Uz.Dr. Mehmet Hakan PIÇAK
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Girişimsel Radyoloji Kliniği
0232 398 3700 – İç Hat:55387
info@doktoragri.com